Yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, ekonomik durgunluk… Ekonomi’de stagflasyon tehlikesi

Faiz Tartışmaları ve Tüketici Davranışları Üzerine Analiz

Faiz konusu, son yıllarda en çok tartışılan konulardan biri haline geldi. Sözde faiz lobisine karşı mücadele verilirken, Merkez Bankası başkanlarının görevden alınması gündemdeki yerini koruyor.

12 Eylül 2025 itibariyle, politika faizi bir kez daha düşürüldü ve bir haftalık repo faizi %40,50 seviyesine geriledi. 2023’ten bu yana artış eğiliminde olan faiz, 2024’ün mart ayından itibaren düşüş trendine girdi. Faiz düşürülürken amaç ne olabilir? Tüketiciler bu duruma nasıl tepki veriyor? Bu soruların cevabı, tüketicilerin faiz oranlarına karşı gösterdiği tepkilerde gizli.

Tüketici-Faiz İlişkisi

Merkez Bankası’nın politika faizi, ticari bankaların belirlediği faiz oranlarını etkiler. Dolayısıyla, politika faizi tüketicileri ve yatırımcıları doğrudan etkiler. Tüketiciler, bu faiz oranlarına göre davranışlarını ve beklentilerini şekillendirir.

Tüketiciler, enflasyon, faiz ve yatırım araçlarının değerleri gibi konularda sürekli kararlar almak durumundadırlar. Düşük faiz ve yüksek enflasyon karşısında tüketiciler belirli davranış kalıplarına yönelebilirler.

Tüketicilerin geliri ile yapabileceği iki eylem vardır: harcama veya biriktirme. Enflasyon yükseldiğinde tüketiciler harcamaya yönelebilir çünkü beklemek, ürünlerin daha da pahalı hale gelmesi anlamına gelir. Bu durumda talep artar, fiyatlar yükselir ve enflasyon daha da artar.

Merkez Bankası, faizi artırarak ticari bankalardaki faiz oranlarını yükseltebilir. Böylece, birikim yapmak daha cazip hale gelir ve tüketicileri harcamaktan alıkoyabilir.

Faizi Düşürmek Tüketiciyi Harcamaya İtmek İçindir

Faizi düşürmenin temel amacı, tüketicileri harcamaya teşvik etmektir. Talebi artırmak, iş olanaklarını çoğaltmak, ekonomiyi canlandırmak ve işsizliği azaltmak demektir. Düşük faiz oranlarıyla tüketiciler kredi kullanabilir ve harcamalarını artırabilirler.

Ancak tüketiciler belirli bir noktadan sonra harcamak yerine kredilerini geri ödemeye odaklanabilirler. Ayrıca, enflasyon yüksek seviyelere çıkarsa tüketicilerin harcama gücü azalabilir, bu da ekonomik durgunluğa neden olabilir.

Türkiye Stagflasyonun Eşiğinde mi?

Türkiye, uzun süredir stagflasyon riski ile karşı karşıya olduğu konuşulmaktadır. Ekonomik durgunluğun ne zaman geleceği belirsiz olduğundan, her an bu durumla karşılaşabiliriz.

Yönetim, harcamaları canlı tutarak sürekli artan bir talep yaratırsa, düşük faiz ve yüksek enflasyon politikalarını uzun süre devam ettirebilir. Ancak bu durumun sürdürülebilir olup olmadığını belirlemek zordur; küresel veya yerel bir kriz her şeyi değiştirebilir.

Gelir ve servet eşitsizliği, düşük faizin farklı bir etkisidir. Düşük gelir ve servet sahibi tüketiciler sadece harcama yapabilirken, yüksek gelir ve servete sahip olanlar iş kurabilir, yatırım yapabilir ve servetlerini artırabilirler.

Faiz, tüketici davranışlarını büyük ölçüde etkileyen önemli bir kavramdır. Bu etkiler ve olası sonuçlar göz önüne alındığında, düşük faiz ve yüksek enflasyon politikası izlenmesinin arkasında yatan amaç açıkça anlaşılabilir.
Ardıç Üçyıldız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir