Evanjelikler, Sinop’taki kiliseye akın edecek

Sinop’ta, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin katkısıyla yürütülen Balatlar Yapı Topluluğu kazısı, 16’ncı yılında devam ediyor.

Bugüne kadar 1600 yıllık döşeme mozaikler başta olmak üzere Roma İmparatorluk hamamı, heykel parçaları ve çeşitli hayvan figürlü objeler ile çok sayıda mezarın gün yüzüne çıkarıldığı kazılarda elde edilen eserler, kent tarihine ışık tutuyor.

ROMA İMPARATORLUĞU HAMAMI

AA’da yer alan haberde, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ve Balatlar Yapı Topluluğu Kazı Başkanı Prof. Dr. Gülgün Köroğlu, Balatlar Yapı Topluluğu’nun Roma dönemine ait bir imparatorluk hamamı olduğunu söyledi.

Tarihi yapının bazı bölümlerinin daha sonra kiliseye çevrildiğini belirten Köroğlu, restorasyonu yaptıkları bölümün dört ayrı dönemde kilise olarak hizmet verdiğini dile getirdi.

Köroğlu, 13. yüzyılda kilise olarak kullanılmaya başlanılan yapının bu bölümün 1924 yılına kadar da bu şekilde kullanıldığını ifade etti.

MÜBADELENİN ARDINDAN ÖZEL MÜLKİYETE GEÇTİ

Türkiye ile Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesiyle Rumların Yunanistan’a gitmelerinin ardından kilisenin özel mülkiyete geçtiğini belirten Köroğlu, yapının 2010 yılına kadar tütün kurutma ve atölye gibi işler için kullanıldığını dile getirdi.

FARKLI İŞLEVLER İÇİN KULLANILAN KİLİSE RESTORE EDİLDİ

Köroğlu, yapının tekrar gün yüzüne çıkarılması için 16 yıldır titizlikle çalışma yürüttüklerini ve sürecin sonuna geldiklerini ifade ederek, “16 yıl boyunca yapının dışarısını, mimarisini restore ettirdik. Yapı artık su almıyor. Duvar resimleri çok tahrip olmuştu, bakım ve onarımlarını yaptık. Koruyucu çatısını yaptık” dedi.

Kilisenin duvarlarında yer alan resimlerin de restorasyon süreçleri tamamlanarak koruma altına alındığını belirten Köroğlu, yapının zemininde yer alan mezarlardaki kazı işlemlerinin ise devam ettiğini söyledi.

RESİMLER, TEVRAT VE İNCİL TEMALI SAHNELER İÇERİYOR

Köroğlu, yapının duvarlarında bulunan ve İsa’nın yaşamını betimleyen resimlerden bugüne ulaşanları restore ederek kurtarmayı başardıklarını dile getirerek şöyle devam etti:

“Apsis dediğimiz mihrabın üst kısmında İsa, ilahi bir tahtta oturuyor. İki yanında Mikail ve Cebrail ile görüşüyor. Onun altında eli gözüken bir Meryem tasviri ​​​​​​​var. Meryem iki elini yana açmış insanlığı kucaklarken gösteriliyor. Duvarda üzerlerinde hac olan din adamlarını görüyoruz. Bunlar Hristiyanlığı kurumsal hale getiren, dini törenleri düzenleyen, dini yaşamı düzenleyen önemli din adamları. İkona dediğimiz taşınabilir resim gibi ince ayrıntılarla yapılmış. Yine tek aziz figürleri var, azizeler görüyoruz.”

İBRAHİM PEYGAMBER’İN OĞLU İSHAK’I KURBAN ETTİĞİ SAHNE VAR

Yapıdaki resimlerde Tevrat konulu sahnelerin de yer aldığını belirten Köroğlu, “Örneğin İbrahim Peygamber ile ilgili sahneler var. İbrahim Peygamber’in oğlu İshak’ı kurban etmesi sahnesi de bulunuyor” diye konuştu.

NEDEN İNSANLAR GEMİ GRAFİTİLERİ ÇİZERLER

Hristiyanlıkta şeytandan korkunun çok yoğun olduğunu, resimlerde özellikle buna atıfta bulunulduğunu söyleyen Köroğlu, şunları kaydetti:

“Özellikle resimlerde görülen sahneler, şeytanın yenilmesi. Bir de hastalıklara şifa veren azizler çok betimlenmiş. Yine gemi grafitileri var. Neden insanlar gemi grafitileri çizerler? Uzun deniz yolculuklarına çıkmadan önce fırtınadan korunmak için dua ediyorlar ve hatıra olarak da gemi grafitisi yapıyorlar. Onlarla ilgili birtakım çizimler görüyoruz. Yani Hristiyanlık inancıyla ilgili Tanrı’dan korunma dileyen, azizler ve azizeler, sağlıkla ilgili dilekler ön planda resimlerde.”

EVANJELİKLER

Protestanlığın özellikle ABD’de gelişmiş bir kolu olan Evanjelizm, yalnızca İncil’e değil, Tevrat’a da sıkı sıkıya bağlı. Onlara göre Tanrı’nın insanlık için kurtuluş planı, Tevrat’taki yaratılış, peygamberlik ve Mesih beklentisiyle başlar; İncil’de ise İsa’nın gelişiyle tamamlanır. Bu yüzden Tevrat’taki anlatılar, Evanjelikler için “İsa’ya işaret eden önsöz” niteliği taşır.

HRİSTİYANLIĞIN DİĞER MEZHEPLERİNDEN AYRILIYOR

Evanjelikler, Yahudilerin Tevrat’ta “Tanrı’nın halkı” olarak tanımlandığına inanır. Özellikle ABD’deki Evanjelik topluluklar, İsrail’in 1948’de yeniden doğuşunu İncil’deki kehanetlerin gerçekleşmesi olarak yorumlar ve bu nedenle İsrail’e siyasi, mali ve dini düzeyde güçlü destek verir. İnançlarına göre Mesih’in dönüşü, ancak Yahudilerin kendi topraklarında toplanmasıyla mümkün olacak.

Bu yaklaşım, Evanjelizmi diğer Hristiyan mezheplerinden ayırır: Evanjelikler Tevrat ve İncil’e eşit derecede bağlanırken, diğer Hristiyan gelenekleri Eski Ahit’i daha çok kilise otoritesi ve gelenek üzerinden yorumlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir